Kasabın bıçağını yalamak!

Madımak Katliamı’nın sorumlularından Hizbullah Terör Örgütü’nün siyasi temsilcisi HÜDA-PAR’ın 23 Nisan’da Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Mersin Cemevi’nde “Mihman Ali’dir’ denilerek ağırlanması Alevi kamuoyunda büyük reaksiyonlara yol açtı. Ayrıyeten Alevi kamuoyunun bu ziyareti ziyarete gelen HÜDA-PAR’ın toplumsal medya paylaşımından öğrenmesi reaksiyonları daha da büyüttü.

Mersin Cemevi idaresi Alevi kamuoyunun reaksiyonları karşısında toplumsal medyadan açıklama yapmak zorunda kaldı. Bu açıklamada kullanılan “Mihman Ali’dir’ söylemi “özürleri kabahatlerinden beter” dedirtecek nitelikteydi.

AKD genel merkezi açıklama için yedi gün neden bekledi?

Bu ağır yansılardan sonra Alevi çatı örgütlerinden Alevi Kültür Dernekleri yedi gün, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri ise sekiz gün sonra açıklama yapmak zorunda kaldı.

Yedi gün boyunca sessizliğe bürünen Mersin Cemevi’nin bağlı olduğu Alevi Kültür Dernekleri genel merkezi nihayet Perşembe günü bu ziyaret hakkındaki yazımdan sonra çalakalem ele alınan bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı ciddiye almak ahmakça olur.

AKD genel merkezi imzasıyla yayınlanan açıklamada şubesi olan Mersin Cemevi’nin yöneticileri ve başkanı Hasan Kılavuz ile ilgili disiplin sürecinin başlatıldığını duyurdu. Mersin Cemevi üyeleri ise lider Hasan Kılavuz ile idarenin derhal vazifeden el çektirilmesi gerektiğini tabir ettiler. Ayrıyeten Alevi Kültür Dernekleri Mersin Şubesi Lider Yardımcısı Avukat Esra Şerbet Güzel, HÜDA-PAR yöneticilerinin ziyaretine reaksiyon göstererek 26 Nisan 2025’te misyonundan istifa ettiği duyuruldu. Bu reaksiyonlara karşın Hasan Kılavuz koltuğu terk etmemekte kararlı görünüyor.

Alevi demokratik kitle örgütleri neden kayıtsız?

HÜDA-PAR’ın Mersin Cemevi ziyaretine bugüne kadar Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Şahkulu Sultan Cemevi, Karacaahmet Sultan Cemevi, Eriklibaba Cemevi, Garip Dede Cemevi idareleri bu vahim ziyaretle ilgili hala kayıtsız kalmaya devam ediyor.

Bu durum Alevi toplumunu temsil tezinde olan cemevleri ve demokratik kitle örgütleri, tüm Alevileri epey huzursuz eden ‘Mihman Ali’dir’ diye HÜDA-PAR yöneticilerinin Mersin Cemevi’ne kabul edilmesine halsız kalmaları bu ‘temsilcilerin’ temsiliyetini de boşa çıkarmıştır.

Sosyal medyada reaksiyonlarını yüksek sesle lisana getiren Alevi yurttaşların sesine kulak vermeyen bu temsilciler ile Dedeler, Alevi gazeteci-yazarların kayıtsız kalmaları Alevi toplumunda korkulara yol açtı. ‘Alevilerin temsilcisiyim diyenler cemevimizin kapısını Hizbullahçılara açan bu idareyle ilgili görüşlerini bildirmeyeceklerse ne vakit konuşacaklar’ diyen Aleviler, ‘Anlıyoruz ki artık bizim aydınlarımızdan da öncülerimizden de bize hayır yok’ diye reaksiyon gösteriyorlar.

Mersinli Aleviler bu ziyaret nedeniyle rahatsız!

HÜDA-PAR’ın bu ziyareti en çok Mersinli Alevileri huzursuz etmiştir. Alevilerin cemevinden uzaklaşmasına neden olmuştur.

Geçmişte Mersin Cemevi Suat Yıldız’ın başkanlığı devrinde Aleviler için çekim merkezi niteliğinde idi. Binlerce üyesiyle her aktifliği binlerin, onbinlerin iştirakiyle gerçekleştirilmekteydi. Halk tarafından çok sevilen Suat Yıldız’ın ve beş yöneticinin devrin AKD genel lideri Doğan Demir (şimdilerde Gelecek Partisi milletvekili) tarafından haksız yere vazifeden alınması ve AKD’den ihraç edilmesinden sonra şube başkanlığına ‘Ali’siz Aleviliği’n ve ‘Arap’ın Ali’si bizden değildir’ anlayışının savunucularından Hasan Kılavuz getirildi.

Hasan Kılavuz’un birinci icraatlarından biri kendisine muhalif üyeleri çeşitli mazeretlerle üyelikten çıkarması oldu. Bir oburu davacılarla işbirliği yapıp idaresinde bir davacıya yer vermesi oldu. Daha birçok vukuatını sayabiliriz.

Aleviler ibadethanesine sahip çıkmalı!

Kadim Hakk Muhammed Ali batıni öğretisinin sahibi olan Alevi toplumunun hislerinden yararcı yararlanmaya çalışanların Yol’a verdikleri ziyan, gün gelecek ayaklarına dolanacaktır. Cemevlerini yönetenlerin sekter, halka ziyan veren ilgileri toplumun inancından uzaklaşmasına neden olmaktadır. Onlarca yıl başkanlık koltuğundan vazgeçemeyen kariyerist kişilikler şahsî ikballerini önceleyen bir anlayışla adeta cemevlerine çökmüş durumda.. Bugün cemevleri fonksiyonsuz hale gelmişse bunun sorumluları bu anlayışın sahipleridir.

Düşmanıyla uzlaşmaya çalışarak ‘kasabın bıçağını yalamak’ toplumu huzursuz etmekten diğer bir işe yaramaz. Alevi örgütlülüğünde bir reorganizasyon kaçınılmaz görünüyor. Aleviler sorumluluk alarak, elini taşın altına koyup ve yöneticilerin yanlışlarına ses yükselterek ibadethanesine sahip çıkmalıdır. Cemevlerini terk etmek tahlil değildir.